YORGAN GİTTİ, KAVGA BİTTİ

Nasreddin Hoca, bir kış günü, gece yarısı, kapısının önünde bir gürültü duymuş. Hava çok soğuk olduğu için yorganını sırtına alarak dışarı çıkmış. Birkaç kişinin kavga ettiğini görmüş. Hemen yorganını bir kenara bırakarak onları ayırmaya çalışmış. Bu arada açıkgözün birisi, Nasreddin Hocanın yorganını çalıp kaçmış. Az sonra Hocanın da gayretler ile kavga bitmiş, taraflar barışmış. Ama Nasreddin Hoca yorganını bulamamış, evine yorgansız dönmüş.

Karısı; “Kavga neden çıkmış, öğrendin mi? Hoca Efendi” diye sormuş.

Nasreddin Hoca, gülerek cevaplamış: “Hatun, ne sorup duruyorsun. Kavga bizim yorgan yüzündenmiş. Yorgan gitti, kavga bitti işte”

Birkaç aydan bu tarafa gerek sosyal medyadan, gerek medyadan yerel seçim çalışmaları ile ilgili olarak siyasi partilerin ve muhtarların seçim çalışmalarını takip etmekteyim.  Bu dönem en çok dikkatimi çeken muhtar adaylarının sayısındaki artış, o kadar çok muhtar adayı var ki sosyal medyada yapılan tanıtım paylaşımları, evlere dağıtılan el broşürleri haricinde, adayların evlerinin balkonundan sarkıtılan tanıtım brandaları bile fazlası ile dikkat çekiyor. Hatta araba giydirme tabir edildiği şekli ile muhtar adayları arabalarını hem seçim sloganları hem de kendi fotoğrafları ile donatmış vaziyette. Evet, bu dönem muhtarlık seçimleri için aday sayısında diğer dönemlere göre çok daha fazla enflasyon var. 

Belediye seçimlerinde ise genel seçimlerde ve referandumlarda olduğu üzere  yıllardan beri değişen hiçbir şey yok, tanıtım ve propaganda araçları haricinde her şey aynı… Kavga, gürültü, karşılıklı atışmalar, benden daha iyisi yok, ben varsam var ben yoksam yok gibi “aksiyonlar” teknolojinin de nimetlerinin faydalanılarak daha dijital ortamlara taşınmış vaziyette.  Haydi, diyelim ki buraya kadar her şey normal, her şey alışılageldik.  Özellikle sosyal medyada dikkatimi çekiyor, insanın insana asla söyleyemeyeceği sözleri bile arkadaş arkadaşa söyleyebiliyor.  Bazen bu tartışmalar öyle bir hale geliyor ki karşılıklı küfürleşmelere kadar varabiliyor.  Geçmişten hatırlarım senin partin benim partim, senin adayın benim adayım, ne oldu? O kadar kavgalar gürültüler, ne oldu? Birbirimizi kırdık, geçirdik, ne oldu? Ne mi oldu? Kaybeden hep biz olduk, biz bunları tartışırken, elin oğlu teknoloji üretiminin zirvesine ulaştı, 300 gramı bile geçmeyen teknolojik ürününü bizlere yüz binlerce liraya sattı ve hala da satıyor.  Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın asıl olan Vatandır, asıl olan Millettir. 

O yüzden aklımızı başımıza almalıyız, birbirimizi kırmaya, gücendirmeye, yüz yüze bakamayacak hale getirmeye hiç gerek yok.  Herkesin kendi penceresinden bir bakış açısı, görüşü var, gelecek nesiller için görmek istediği var, beklentisi var yani herkesin aklı var, fikri var. Benim demek istediğim, varmak istediğim asıl nokta ise bundan yaklaşık olarak 2500 yıl önce Aristo tarafından dile getirilmiş “Sevdiklerinizle siyaset yapmayın. Siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam eder. Siz dostlarınızı yitirmekle kalırsınız.”

Yarın seçim bittikten sonra bakın göreceksiniz “oy gitti” kavga bitti…

Doç.Dr. Yağmur Küçükbezirci